Afrika’daki günlerim, yaşamındaki kırılma noktası. O yolculuktan önce dert edindiğim ne varsa, aslında hiçbirinin dert olmadığına kanaat getirdim.
Elektriğin günde yalnızca dört saat, o da nüfusun yalnızca %1.5 ine verildiği bir coğrafya. Üzerinde altın madenlerinin tarih boyunca emperyal güçler tarafından sömürüldügü, iç savaşlarla birbirine kırdırttılmış köyler. Daha önce hiçbir yerde görmediğiniz kadar dehşete düşmüş yüzler...
Haritayı açtığınızda Çad, Afrika’nın tam ortasında durur. Yolculuğumun başında Afrika’nın çekirdeğine gittiğimi düşünmem bundandı. Dönerken ise hissettiğim tek şey, Afrika’nın kalbini ardımda bıraktığımdı.
Bir Diane Arbus inceliğine erişebilir miyim, bilmiyorum. Onun modelleriyle kurduğu İlişkinin zerafetinden çokça ders çıkarmış bir fotoğrafçı olarak, "öteki" denilenin İçinde güzeli bulma arzusu ile yanıp tutuşuyorum. Zemheride kardelenler arıyorum. Gördüğüm her renk, benim öz kardeşim.